Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, ‘13 Ekim Dünya Konut Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada; Türkiye’de son yıllarda güçlendirme-yenileme çalışmalarının ihmal edildiğini ve bu konuda Avrupa ülkelerine göre geride kaldığımızı vurguladı.
Emlak Pencerem / Emlak Haberleri Merkezi - 12 Ekim 2018 - İstanbul
Ferdi Erdoğan, “Ülkemizdeki kentsel dönüşüm sürecinde, tek uygun çözümün yıkım ve yeniden yapım olduğu algısı hakim oldu. Oysa Avrupa’da, ekonomik olmadığı durumlarda bile, yıkım-yeniden yapım yerine, güçlendirme-yenileme yaklaşımı benimseniyor. AB ülkelerinde yenileme pazarı, toplam inşaat sektörünün %57’sini oluşturuyor” dedi.
İnşaat malzemeleri sektörünün çatı örgütü Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından yapılan açıklamada; Türkiye’de son yıllarda güçlendirme-yenileme çalışmalarının ihmal edildiği ve bu konuda Avrupa ülkelerine göre geride kalındığı belirtildi.Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, Avrupa’da yenileme pazarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Avrupa Komisyonu tarafından yapılan araştırmaya göre 2015 yılında AB yenileme pazarı 109 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu rakam, 882 bin 900 iş anlamına geliyor. Pazarın neredeyse yarısını Almanya, Fransa ve İtalya oluşturuyor. Sadece Almanya pazardan %22’lik pay alıyor. AB ülkelerinde yenileme pazarı, toplam inşaat sektörünün %57’sini oluşturuyor. Türkiye’de ise 10 yıl önce yaklaşık 12 milyar dolar olan yenileme pazarı, 2017 yılında 6 milyar dolar ile toplam inşaat pazarının %7’sine geriledi. Hâlbuki bu rakam, yaklaşık %25 civarında olmalıydı.”
Yenileme, sektöre can suyu olacak
Türkiye’de hangi binaların kentsel dönüşüm kapsamına girip hangilerinin girmeyeceğinin bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Ferdi Erdoğan, “Yenileme pazarındaki gerilemede, kentsel dönüşüm kapsamına girebilecek binalar net olarak belli olmadığından; konut sahiplerinin, konutlarının yıkılacağı beklentisi ile mecbur olmadıkça yenilemekten kaçınmasının etkisi büyük oldu. Konut sahipleri, kentsel dönüşüm sürecinde kendi binasının da yıkılıp yeniden yapılacağını hayal ediyor. Oysa her bina yeniden yapılmayacağı gibi müteahhitlerin de her binayı yenileyip eski sahiplerine bedelsiz verebilecekleri bir planları yok. Bu nedenle ev sahiplerinin, kendi konforları, sağlıkları ve enerji-su-atık giderlerini yönetmek için evlerini yenilemeleri daha rasyonel bir yaklaşım olacak. Burada yenileme kapsamı, sadece kozmetik yenileme değil ‘derin yenileme’ denen tesisat (elektrik, su), ısıtma-soğutma, havalandırma sistemleri, yalıtım dahil cephe sistemleri, seramik kaplamalar ve vitrifiye, pencere-cam ve çatı-baca sistemleri gibi geniş bir alanı içeriyor” diye konuştu.
Bölgesel dönüşümü destekliyoruz
Açıklamasında, depremle ilişkilendirilmiş konut yapısının halen çok yerine oturmadığını ifade eden Ferdi Erdoğan, “Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalı, kent mimarisi de bu yaklaşımla şekillenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemeli. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Dönüşürken de servet etkisi ilk sırada yer alıyor. Para kazanma algısı çok yüksek. Umuyoruz ki yeni binalar daha kalıcı ve sürdürülebilir yaklaşımla inşa edilir. Binasal değil, bölgesel dönüşümü destekliyoruz” diye konuştu.
Sürdürülebilirlik için malzemelerin performansı önemli
Önümüzdeki 10 yıllık süreçte dünyada kentleşme oranının yüzde 70’e ulaşacağı ve bununla birlikte kaynaklarda azalmalar olacağının öngörüldüğünü vurgulayan Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Kaynakların azalması ‘Yeşil Bina’ ihtiyacını artırıyor. Bugün artık binaların sürdürülebilirliği büyük ölçüde kullanılan malzemelerin çevresel ve sağlık performansına bağlı. Tüm dünyada Yeşil Bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik artan talep doğrultusunda, Türkiye İMSAD olarak, ülkemizdeki ihtiyacın karşılanması için bu alandaki çalışmalarımızı da sorumluluk duygusuyla sürdürüyoruz.”
Emlak Pencerem / Emlak Haberleri Merkezi - 12 Ekim 2018 - İstanbul
Ferdi Erdoğan, “Ülkemizdeki kentsel dönüşüm sürecinde, tek uygun çözümün yıkım ve yeniden yapım olduğu algısı hakim oldu. Oysa Avrupa’da, ekonomik olmadığı durumlarda bile, yıkım-yeniden yapım yerine, güçlendirme-yenileme yaklaşımı benimseniyor. AB ülkelerinde yenileme pazarı, toplam inşaat sektörünün %57’sini oluşturuyor” dedi.
İnşaat malzemeleri sektörünün çatı örgütü Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından yapılan açıklamada; Türkiye’de son yıllarda güçlendirme-yenileme çalışmalarının ihmal edildiği ve bu konuda Avrupa ülkelerine göre geride kalındığı belirtildi.Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, Avrupa’da yenileme pazarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Avrupa Komisyonu tarafından yapılan araştırmaya göre 2015 yılında AB yenileme pazarı 109 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu rakam, 882 bin 900 iş anlamına geliyor. Pazarın neredeyse yarısını Almanya, Fransa ve İtalya oluşturuyor. Sadece Almanya pazardan %22’lik pay alıyor. AB ülkelerinde yenileme pazarı, toplam inşaat sektörünün %57’sini oluşturuyor. Türkiye’de ise 10 yıl önce yaklaşık 12 milyar dolar olan yenileme pazarı, 2017 yılında 6 milyar dolar ile toplam inşaat pazarının %7’sine geriledi. Hâlbuki bu rakam, yaklaşık %25 civarında olmalıydı.”
Yenileme, sektöre can suyu olacak
Türkiye’de hangi binaların kentsel dönüşüm kapsamına girip hangilerinin girmeyeceğinin bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Ferdi Erdoğan, “Yenileme pazarındaki gerilemede, kentsel dönüşüm kapsamına girebilecek binalar net olarak belli olmadığından; konut sahiplerinin, konutlarının yıkılacağı beklentisi ile mecbur olmadıkça yenilemekten kaçınmasının etkisi büyük oldu. Konut sahipleri, kentsel dönüşüm sürecinde kendi binasının da yıkılıp yeniden yapılacağını hayal ediyor. Oysa her bina yeniden yapılmayacağı gibi müteahhitlerin de her binayı yenileyip eski sahiplerine bedelsiz verebilecekleri bir planları yok. Bu nedenle ev sahiplerinin, kendi konforları, sağlıkları ve enerji-su-atık giderlerini yönetmek için evlerini yenilemeleri daha rasyonel bir yaklaşım olacak. Burada yenileme kapsamı, sadece kozmetik yenileme değil ‘derin yenileme’ denen tesisat (elektrik, su), ısıtma-soğutma, havalandırma sistemleri, yalıtım dahil cephe sistemleri, seramik kaplamalar ve vitrifiye, pencere-cam ve çatı-baca sistemleri gibi geniş bir alanı içeriyor” diye konuştu.
Bölgesel dönüşümü destekliyoruz
Açıklamasında, depremle ilişkilendirilmiş konut yapısının halen çok yerine oturmadığını ifade eden Ferdi Erdoğan, “Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalı, kent mimarisi de bu yaklaşımla şekillenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemeli. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Dönüşürken de servet etkisi ilk sırada yer alıyor. Para kazanma algısı çok yüksek. Umuyoruz ki yeni binalar daha kalıcı ve sürdürülebilir yaklaşımla inşa edilir. Binasal değil, bölgesel dönüşümü destekliyoruz” diye konuştu.
Sürdürülebilirlik için malzemelerin performansı önemli
Önümüzdeki 10 yıllık süreçte dünyada kentleşme oranının yüzde 70’e ulaşacağı ve bununla birlikte kaynaklarda azalmalar olacağının öngörüldüğünü vurgulayan Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Kaynakların azalması ‘Yeşil Bina’ ihtiyacını artırıyor. Bugün artık binaların sürdürülebilirliği büyük ölçüde kullanılan malzemelerin çevresel ve sağlık performansına bağlı. Tüm dünyada Yeşil Bina ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına yönelik artan talep doğrultusunda, Türkiye İMSAD olarak, ülkemizdeki ihtiyacın karşılanması için bu alandaki çalışmalarımızı da sorumluluk duygusuyla sürdürüyoruz.”