Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin temel atma töreninin iptal edilmesinin ardından yapılan bazı yanlış değerlendirmeler üzerine kamuoyunu bilgilendirme gereği doğmuştur. Tesisin iptalinin ardından, Haliç’e herhangi bir atık su deşarjı yapılması söz konusu değildir. Aksine, tesisin yapılması halinde ileriki yıllarda Haliç’te yeniden koku ve kirlilik problemi oluşacaktı.
Emlak Pencerem / Emlak Haberleri Merkezi - 11 Kasım 2019 - İstanbul
Bilindiği gibi, bir önceki İSKİ yönetimince yapılması planlanan Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesi iptal edilmiştir. İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden oluşan bir bilim heyetinin raporu da projeye gerek olmadığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur. Ayrıca, halen farklı bölgelerde İleri Biyolojik Arıtma tesisleri yapımı planlanmış bulunmaktadır.
Projenin iptal edilmesinin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Sayın Mehmet Emin Birpınar, hem kamuoyuna hem de bazı basın kuruluşlarına yaptığı açıklamalarda, iptal kararını eleştirmiş ve bazı argümanlar paylaşmıştır. Sayın Bakan Yardımcısı’nın ifade ettiği tüm unsurlar bilimsellikten ve gerçeklikten uzaktır. Şöyle ki;
1. Söz konusu tesiste arıtılacak suyun evlerde içme suyu olarak kullanılabileceği iddia edilmiştir. Oysa, dünyanın hiçbir ileri biyolojik arıtma tesisinde membrandan geçmiş olsa bile arıtılan su, içme suyu olarak kullanılmamaktadır.
2. Kamuoyuyla paylaşılan Singapur örneğindeki tesis, iptal edilen projeden farklı olarak, membran teknolojisinin bir üst adımı olan ‘reverse osmoz’ teknolojisine sahiptir. Böyle olmasına rağmen, bu tesiste arıtılan su dahi, iddia edildiği gibi marketlerde satılmamaktadır. Tesis, arıttığı suyu belirli oranda yer altı sularına enjekte etmektedir. Doğrudan bir tüketim söz konusu değildir.
3. İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, İstanbul’a ileri biyolojik arıtma tesisleri vaat etmiştir, bu konu Belediyemizin gündemindedir. Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nde üçüncü aşamaya geçilmiştir. Ayrıca nüfus artışı yoğun olan Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerine hizmet verecek bir başka ileri biyolojik Atıksu Arıtma tesisi planlanmaktadır.
İptal edilen tesis projesinin ise yer seçimi ve kapasite açısından yanlış olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Bilimsel raporlara göre, bölgede nüfus 2,5 milyon kişi artsa dahi, mevcut sistemlerin kapasitesi yeterlidir. Buna rağmen, İstanbul’un büyümesi nedeniyle, bu tesisin stratejik önemde olduğu iddiası bütünüyle dayanıksız ve bilim dışıdır.
4. Ayrıca, iptal edilen projenin bulunduğu alanda, 15 yıldır hizmet veren bir terfi merkezi (pompa istasyonu) bulunmaktadır. Bu tesis, atık suları Yenikapı ve Baltalimanı arıtma tesislerine pompalamakta ve bu 2 tesiste arıtılan atık su Marmara Denizi ve Boğaz’a deşarj edilmektedir. Arıtılmış olsa dahi Haliç’e atık su verilemez.
5. Bu yüzden Silahtarağa’da iptal edilen biyolojik arıtma tesisi projesi yapılmış olsa da Haliç’e atık su pompalaması söz konusu olmayacaktı. Haliç’e herhangi bir su deşarjı yapılamayacağı için tesisin ön arıtma, biyolojik ya da ileri biyolojik olması fiilen herhangi bir anlam ifade etmemektedir.
6. Tesis, dünyada örneği dahi olmayan, 435 bin metreküp hacminde membran tesis olarak planlanmıştır. Bu hacim bölgede sulanması gereken peyzaj alanlarının ihtiyaç duyduğu sudan 20 kat fazladır. Bu durumda, kalan 400 bin metreküpten fazla atık suyun Haliç’e deşarj edilmesi zorunlu hale gelecektir. Bu da ilerleyen dönemde Haliç’te yeniden koku ve kir problemine neden olacaktır.
7. Fazla suyun yanı sıra membran tesisine birikecek çamurun bertarafı konusunda da proje ayrıntılı bir çalışma içermemektedir. Tesisin yapılmasına izin vermiş olunsaydı, bu çamur etrafa yayacağı koku ile yoğun nüfusun yaşadığı bölgede büyük bir rahatsızlık yaratacak, halkımızın yaşam konforunu önemli ölçüde düşürecektir.
8. İTÜ’nün tesisle ilgili olumsuz rapor vermediği iddiası doğru değildir. İTÜÇevre Mühendisliği Bölümü’nden 1 profesör ve 2 doçentten oluşan bilim heyetinin hazırladığı raporda, tesise ihtiyaç olmadığı ve mevcut durumun sürmesi gerektiği net biçimde vurgulanmıştır.
9. İddia edildiği gibi Yeni Havalimanı ve Esenler askeri rezerv alanında ilerleyen tarihlerde nüfus yoğunluğu oluşsa bile, atıksu arıtması Silahtarağa’da değil o bölgede yapılmak mecburiyetindedir. Yani Silahtarağa bölgesine nakil söz konusu değildir. Nitekim İSKİ, adı geçen bölgede tesis planlamasını yapmaktadır.
10. Şu an itibariyle Haliç ve çevresinde herhangi bir çevre - koku - kirlilik sorunu yoktur ve öngörülebilir bir gelecek için de böyle bir risk tespit edilmiş değildir. Buna rağmen ortaya atılan ve bizzat kendisi bir çevresel risk kaynağı olan 1,5 milyar liralık israf projesine Sayın Bakan Yardımcısı’nın sıra dışı bir şekilde sahip çıkması dikkat çekmiştir.Acaba Sayın Birpınar’ın ilgisi sadece Silahtarağa projesine midir, yoksa kendisi, Türkiye’nin diğer bölgelerindeki atık su tesisleri ve imalat projeleri ile bu ölçüde yakından ilgilenmekte midir?
Hiçbir atık su master planında yer almayan, bilimsel raporların yersiz, gereksiz ve riskli bulduğu1,5 milyar (1,5 katrilyon) liralık bu israf projesi aynı zamanda 75 bin metrekaresi yeşil alan olan çevrede, çoğu anıt ağaç niteliğindeki 2 bin ağacın kesilmesine de neden olacaktır.İBB ve İSKİ yönetimi bütün bunlara seyirci kalmamış ve bu bilimdışı, "gayri iktisadi yatırıma" geçit vermemiştir.
Bilimsel raporlar ve gerçekler ortada iken, Silahtarağa projesine yönelik ısrarın, eksik ya da çarpıtılmış bilgilerle yapılan kamuoyu yönlendirme faaliyetlerinin çevresel kaygılar dışında bir motivasyonu olup olmadığı konusunu milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Devam eden ve Planlanan Projeler:
1)Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi İnşaatı (3.aşama devam ediyor),
2) Başakşehir İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi3)Sarıyer Gümüşdere Uskumruköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi4)Tuzla Atıksu Arıtma Tesisi Çamur Yakma Sistemi5)İkitelli İçme Suyu Arıtma Tesisi 3.Kademe İnşaatı
Saygılarımızlaİstanbul Büyükşehir Belediyesi
Emlak Pencerem / Emlak Haberleri Merkezi - 11 Kasım 2019 - İstanbul
Bilindiği gibi, bir önceki İSKİ yönetimince yapılması planlanan Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesi iptal edilmiştir. İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden oluşan bir bilim heyetinin raporu da projeye gerek olmadığını ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur. Ayrıca, halen farklı bölgelerde İleri Biyolojik Arıtma tesisleri yapımı planlanmış bulunmaktadır.
Projenin iptal edilmesinin ardından, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Sayın Mehmet Emin Birpınar, hem kamuoyuna hem de bazı basın kuruluşlarına yaptığı açıklamalarda, iptal kararını eleştirmiş ve bazı argümanlar paylaşmıştır. Sayın Bakan Yardımcısı’nın ifade ettiği tüm unsurlar bilimsellikten ve gerçeklikten uzaktır. Şöyle ki;
1. Söz konusu tesiste arıtılacak suyun evlerde içme suyu olarak kullanılabileceği iddia edilmiştir. Oysa, dünyanın hiçbir ileri biyolojik arıtma tesisinde membrandan geçmiş olsa bile arıtılan su, içme suyu olarak kullanılmamaktadır.
2. Kamuoyuyla paylaşılan Singapur örneğindeki tesis, iptal edilen projeden farklı olarak, membran teknolojisinin bir üst adımı olan ‘reverse osmoz’ teknolojisine sahiptir. Böyle olmasına rağmen, bu tesiste arıtılan su dahi, iddia edildiği gibi marketlerde satılmamaktadır. Tesis, arıttığı suyu belirli oranda yer altı sularına enjekte etmektedir. Doğrudan bir tüketim söz konusu değildir.
3. İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, İstanbul’a ileri biyolojik arıtma tesisleri vaat etmiştir, bu konu Belediyemizin gündemindedir. Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nde üçüncü aşamaya geçilmiştir. Ayrıca nüfus artışı yoğun olan Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerine hizmet verecek bir başka ileri biyolojik Atıksu Arıtma tesisi planlanmaktadır.
İptal edilen tesis projesinin ise yer seçimi ve kapasite açısından yanlış olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir. Bilimsel raporlara göre, bölgede nüfus 2,5 milyon kişi artsa dahi, mevcut sistemlerin kapasitesi yeterlidir. Buna rağmen, İstanbul’un büyümesi nedeniyle, bu tesisin stratejik önemde olduğu iddiası bütünüyle dayanıksız ve bilim dışıdır.
4. Ayrıca, iptal edilen projenin bulunduğu alanda, 15 yıldır hizmet veren bir terfi merkezi (pompa istasyonu) bulunmaktadır. Bu tesis, atık suları Yenikapı ve Baltalimanı arıtma tesislerine pompalamakta ve bu 2 tesiste arıtılan atık su Marmara Denizi ve Boğaz’a deşarj edilmektedir. Arıtılmış olsa dahi Haliç’e atık su verilemez.
5. Bu yüzden Silahtarağa’da iptal edilen biyolojik arıtma tesisi projesi yapılmış olsa da Haliç’e atık su pompalaması söz konusu olmayacaktı. Haliç’e herhangi bir su deşarjı yapılamayacağı için tesisin ön arıtma, biyolojik ya da ileri biyolojik olması fiilen herhangi bir anlam ifade etmemektedir.
6. Tesis, dünyada örneği dahi olmayan, 435 bin metreküp hacminde membran tesis olarak planlanmıştır. Bu hacim bölgede sulanması gereken peyzaj alanlarının ihtiyaç duyduğu sudan 20 kat fazladır. Bu durumda, kalan 400 bin metreküpten fazla atık suyun Haliç’e deşarj edilmesi zorunlu hale gelecektir. Bu da ilerleyen dönemde Haliç’te yeniden koku ve kir problemine neden olacaktır.
7. Fazla suyun yanı sıra membran tesisine birikecek çamurun bertarafı konusunda da proje ayrıntılı bir çalışma içermemektedir. Tesisin yapılmasına izin vermiş olunsaydı, bu çamur etrafa yayacağı koku ile yoğun nüfusun yaşadığı bölgede büyük bir rahatsızlık yaratacak, halkımızın yaşam konforunu önemli ölçüde düşürecektir.
8. İTÜ’nün tesisle ilgili olumsuz rapor vermediği iddiası doğru değildir. İTÜÇevre Mühendisliği Bölümü’nden 1 profesör ve 2 doçentten oluşan bilim heyetinin hazırladığı raporda, tesise ihtiyaç olmadığı ve mevcut durumun sürmesi gerektiği net biçimde vurgulanmıştır.
9. İddia edildiği gibi Yeni Havalimanı ve Esenler askeri rezerv alanında ilerleyen tarihlerde nüfus yoğunluğu oluşsa bile, atıksu arıtması Silahtarağa’da değil o bölgede yapılmak mecburiyetindedir. Yani Silahtarağa bölgesine nakil söz konusu değildir. Nitekim İSKİ, adı geçen bölgede tesis planlamasını yapmaktadır.
10. Şu an itibariyle Haliç ve çevresinde herhangi bir çevre - koku - kirlilik sorunu yoktur ve öngörülebilir bir gelecek için de böyle bir risk tespit edilmiş değildir. Buna rağmen ortaya atılan ve bizzat kendisi bir çevresel risk kaynağı olan 1,5 milyar liralık israf projesine Sayın Bakan Yardımcısı’nın sıra dışı bir şekilde sahip çıkması dikkat çekmiştir.Acaba Sayın Birpınar’ın ilgisi sadece Silahtarağa projesine midir, yoksa kendisi, Türkiye’nin diğer bölgelerindeki atık su tesisleri ve imalat projeleri ile bu ölçüde yakından ilgilenmekte midir?
Hiçbir atık su master planında yer almayan, bilimsel raporların yersiz, gereksiz ve riskli bulduğu1,5 milyar (1,5 katrilyon) liralık bu israf projesi aynı zamanda 75 bin metrekaresi yeşil alan olan çevrede, çoğu anıt ağaç niteliğindeki 2 bin ağacın kesilmesine de neden olacaktır.İBB ve İSKİ yönetimi bütün bunlara seyirci kalmamış ve bu bilimdışı, "gayri iktisadi yatırıma" geçit vermemiştir.
Bilimsel raporlar ve gerçekler ortada iken, Silahtarağa projesine yönelik ısrarın, eksik ya da çarpıtılmış bilgilerle yapılan kamuoyu yönlendirme faaliyetlerinin çevresel kaygılar dışında bir motivasyonu olup olmadığı konusunu milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Devam eden ve Planlanan Projeler:
1)Paşaköy İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi İnşaatı (3.aşama devam ediyor),
2) Başakşehir İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi3)Sarıyer Gümüşdere Uskumruköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi4)Tuzla Atıksu Arıtma Tesisi Çamur Yakma Sistemi5)İkitelli İçme Suyu Arıtma Tesisi 3.Kademe İnşaatı
Saygılarımızlaİstanbul Büyükşehir Belediyesi