Başkent Ankara'da bu yıl üçüncü kez düzenlenen Marka Festivali start aldı. 3'üncü Ankara Marka Festivali kapılarını açtı, Festival 3 gün devam edecek.Emlak Pencerem / Emlak haberleri merkezi - 13 Aralık 2017 - İstanbulEkonomi Bakanı Nihat Zeybekci, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin milli gelirinin 19 marka değerinde olduğunu belirterek, “Dünyada bugün marifet artık üretmek değil marifet artık farklı üretmektir. Marifet patentine, lisansına, markasına, tasarımına sahip olmaktır” dedi. Türkiye’nin fasoncu bir ülke olarak bugünkü başarıyı yakaladığını vurgulayan Zeybekci, “Gelmiş olduğumuz nokta yolun sonudur. Bundan sonra aynı yöntemle, aynı ezberle gitmemiz mümkün değil” diye konuştu. Dünyanın bilgi ve teknoloji üretenler ve tüketenler olmak üzere ikiye ayrıldığını anlatan Bakan Zeybekci, tüketen olarak muasır medeniyet seviyesine ulaşmanın mümkün olmadığına işaret etti.
Topyekun markalaşmak gerektiğine vurgu yapan Zeybekci, “Önce her alanda marka olmamız lazım. İklim topyekun marka olmalı. Bir ülke topyekun marka olduktan sonra, Allah’ın izniyle oraya doğru gidiyoruz, yaptığınız her şey marka olur. Marka ve tasarımla ilgili kendimize inanacağız, güveneceğiz. Aziz Sancarlar çıkıyor bu ülkeden” dedi. Türkiye’de ortalama yaşın 30 olduğuna dikkat çeken Zeybekci, salondaki gençlere de, “Türkiye’nin geleceği arkada oturan bu gençlerdir, sizlersiniz. Siz yapacaksınız” diye seslendi. Önümüzdeki 5 yıl içinde ticaretin yüzde 50’sinin e-ticaret ortamında yapılacağını hatırlatan Zeybekci, İngilizlerin “Altını koyan kuralı koyar, kuralı koyan altını alır” sözünü hatırlattı.ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran da konuşmasında, Türkiye’nin dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmesi için güçlü küresel markalara ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bugün ülkeler markaları kadar dünya ticaretinde söz sahibi olabiliyor, ekonomik olarak güçleniyor” dedi. Türkiye’nin son 15 yılda üç kat büyüdüğünü hatırlatan Baran, orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelir seviyesine çıkmanın yolunun markalaşmadan geçtiğini vurguladı.
Ankara Marka Festivali’ni, markalaşma bilinci oluşturmak ve Ankara’dan küresel markalar çıkmasını teşvik etmek amacıyla düzenlediklerini söyleyen Baran, “Dünya genelinde tüm markaların oluşum süreci bir fikirle başlıyor. Bizim pırıl pırıl genç beyinlerimiz var. Bu beyinlerin altın değerinde işler çıkarması için uygun ortamı sağlamak bizim elimizde, bizim sorumluluğumuzda. Marka festivali ile bunu yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Festivalin bu yılki temasının “Yeni Yollar, Yeni Yönler, Yeni Yöntemler” olduğunu anımsatan ATO Başkanı Baran, “Dünya ekonomisinin ve teknolojisinin gittiği yön apaçık ortada, bizim o yönde başkalarını takip etmek yerine en önden gitmemiz, yeni yönler, yeni yollar, yeni yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. Yönümüz, yolumuz, yöntemimiz bizi aydınlık geleceğimize, büyük ve güçlü Türkiye hedefimize götürecek” dedi.
Yerli ve milli otomobil üretimi için atılan adımın herkesi umutlandırdığını söyleyen Baran, şöyle konuştu:
“Bu salonlarda yerini alan, marka serüveninin cesur yürekleri gençlerimizin, kardeşlerimizin her birinin birer babayiğit olduğunu görmek istiyoruz. Hayalimiz, hedefimiz budur. Bu yolda yürüyenlerin her zaman yanındayız. Ankara Ticaret Odası bunun için var. Ankara’nın dünya ölçeğinde markaları olsun diye çalışıyoruz. Kudüs ile dertleniyorsak, bölgemizde barış istiyorsak, bize saygı gösterilmesini bekliyorsak, hakkı tesis etmek için güçlü olmak zorundayız. Marka güç getirir. Marka refah getirir. Bugünün dünyasında ekonomiler markaları kadar zengin, markaları kadar güçlü…”
Topyekun markalaşmak gerektiğine vurgu yapan Zeybekci, “Önce her alanda marka olmamız lazım. İklim topyekun marka olmalı. Bir ülke topyekun marka olduktan sonra, Allah’ın izniyle oraya doğru gidiyoruz, yaptığınız her şey marka olur. Marka ve tasarımla ilgili kendimize inanacağız, güveneceğiz. Aziz Sancarlar çıkıyor bu ülkeden” dedi. Türkiye’de ortalama yaşın 30 olduğuna dikkat çeken Zeybekci, salondaki gençlere de, “Türkiye’nin geleceği arkada oturan bu gençlerdir, sizlersiniz. Siz yapacaksınız” diye seslendi. Önümüzdeki 5 yıl içinde ticaretin yüzde 50’sinin e-ticaret ortamında yapılacağını hatırlatan Zeybekci, İngilizlerin “Altını koyan kuralı koyar, kuralı koyan altını alır” sözünü hatırlattı.ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran da konuşmasında, Türkiye’nin dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmesi için güçlü küresel markalara ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bugün ülkeler markaları kadar dünya ticaretinde söz sahibi olabiliyor, ekonomik olarak güçleniyor” dedi. Türkiye’nin son 15 yılda üç kat büyüdüğünü hatırlatan Baran, orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelir seviyesine çıkmanın yolunun markalaşmadan geçtiğini vurguladı.
Ankara Marka Festivali’ni, markalaşma bilinci oluşturmak ve Ankara’dan küresel markalar çıkmasını teşvik etmek amacıyla düzenlediklerini söyleyen Baran, “Dünya genelinde tüm markaların oluşum süreci bir fikirle başlıyor. Bizim pırıl pırıl genç beyinlerimiz var. Bu beyinlerin altın değerinde işler çıkarması için uygun ortamı sağlamak bizim elimizde, bizim sorumluluğumuzda. Marka festivali ile bunu yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Festivalin bu yılki temasının “Yeni Yollar, Yeni Yönler, Yeni Yöntemler” olduğunu anımsatan ATO Başkanı Baran, “Dünya ekonomisinin ve teknolojisinin gittiği yön apaçık ortada, bizim o yönde başkalarını takip etmek yerine en önden gitmemiz, yeni yönler, yeni yollar, yeni yöntemler geliştirmemiz gerekiyor. Yönümüz, yolumuz, yöntemimiz bizi aydınlık geleceğimize, büyük ve güçlü Türkiye hedefimize götürecek” dedi.
Yerli ve milli otomobil üretimi için atılan adımın herkesi umutlandırdığını söyleyen Baran, şöyle konuştu:
“Bu salonlarda yerini alan, marka serüveninin cesur yürekleri gençlerimizin, kardeşlerimizin her birinin birer babayiğit olduğunu görmek istiyoruz. Hayalimiz, hedefimiz budur. Bu yolda yürüyenlerin her zaman yanındayız. Ankara Ticaret Odası bunun için var. Ankara’nın dünya ölçeğinde markaları olsun diye çalışıyoruz. Kudüs ile dertleniyorsak, bölgemizde barış istiyorsak, bize saygı gösterilmesini bekliyorsak, hakkı tesis etmek için güçlü olmak zorundayız. Marka güç getirir. Marka refah getirir. Bugünün dünyasında ekonomiler markaları kadar zengin, markaları kadar güçlü…”